10 Haziran 2013 Pazartesi

13. İstanbul Bienaline / To 13th Istanbul Biennial



Aşağıdaki metni 25 Mayıs 2013 tarihinde yazdık. 27 Mayıs günü başlayan olaylarla birlikte önceliklerimiz değişti ve metnin kapsamlı paylaşımını erteledik. Ancak son bir haftada yaşananların benzersiz tecrübesiyle 10 Mayıs’ta olanları tekrar düşündüğümüzde bu “davetin”  eskisinden daha da acil olduğunu düşünüyoruz. 


Sevgilerimizle


Aşağıda ismi olan hepimiz; sanatçılar, sanat hakkında düşünenler ve üretenler

İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın ve 13. İstanbul Bienali küratöryel ekibinin, 10 Mayıs Cuma günü yapılan “Kamusal Sermaye” isimli etkinlikte, Kamusal Direniş Platformu üyeleri tarafından gerçekleştirilen protestoya verdiği tepkiyi kınıyoruz.

Eylem, zorla dönüştürülen semt isimlerinin yazılı olduğu tişörtleri giyen protestocuların, sessizce ortaya çıkıp, ellerindeki şirket logolu örtüleri üzerlerine örterek yere yatmalarıyla gerçekleşti ve İKSV ekibinin yere yatan her protestocuyu 'karga tulumba' yerden kaldırıp, dışarı atmasıyla son buldu.

Kamusal olandan bahsederken, eleştirel ve farklı seslere karşı bu tahammülsüzlüğü, protestoculara uygulanan şiddeti ve etkinliğin sonunda bir platform üyesinin etkinlik sırasında çektiği video kayıt nedeniyle alıkonulmak istenmesi, ardından polis çağrılarak karakola götürülmesi ve hakkında şikayetçi olunmasını kabul edilemez bir tutum olarak görüyoruz.

Kentsel dönüşüme ve kamusala odaklandığını iddia eden 13. İstanbul Bienali’nin, kamunun farklı seslerine karşı koyduğu otoriter, yargılayıcı ve iletişime kapalı bu tavrı çelişkilidir.

Acilen şimdiye kadar uygulanan iktidar refleksli bu tutumu değiştirmeye ve öngörülen süreci tekrar düşünmeye davet ediyoruz.

Yukarıdaki metne katılıyorsanız, imzaliyorum@gmail.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------

We wrote the following text on May 25th, 2013.  With the beginning of the protests at Gezi Park, our priorities shifted and we decided to postpone  its circulation. Today, especially after  “last week’s“ experiences, when we rethink what happened on May 10th, we are even more convinced of the urgency of this letter.



Yours sincerely,


We the undersigned, who are all working in the field of art, condemn the reaction of The Istanbul Foundation for Culture and Arts (IKSV) and 13th Istanbul Biennial curatorial team, to the protest that was performed by Public/Common Resistance Platform members at the  “Public Capital” event on May 10th 2013.

The protest was organized and performed by a group of activists wearing
T-shirts printed with the names of forcibly gentrifying neighborhoods in Istanbul; at short intervals, one would stand up from the crowd and drape him/ herself on the floor in the middle of the room using a piece of cloth printed with the logos of  related companies. The performance was finished by IKSV team lifting the protesters up roughly and carrying them off from the venue.

Whilst pretending to have a “public” discourse , this applied intolerance towards critical and different voices, the violence towards protesters, and the attempt of detaining a platform member because he was video recording the activity, and  calling the police and taking him to police station and making charges against him cannot be an acceptable attitude

The authoritative, judgmental and uncommunicative attitude of the 13th Istanbul Biennial towards different voices of the public is highly in contradiction with its claims to “activate social engagement and public fora to generate a possibility for rethinking the concept of “publicness”.*

We would  kindly and urgently  invite you to change this authoritarian  reflex and re- think  the proposed  process (structure)  of 13th Istanbul Biennial.
-->

Please reply to  imzaliyorum@gmail.com if you like to join.




Ahmet Elhan, Ahmet Öğüt, Ahmet Şenkart, Ahu Antmen, Ali Asker Bal, Ali Cabbar, Ali Ekber Kumtepe, Alice Pedroletti, Ali İbrahim Öcal, Ali Mete Sancaktaroğlu, Ani Setyan, Annika Haas, Aria Spinelli, Arzu Başaran, Arzu Yayıntaş, Asena Hayal, Asena Günal, Aslı Çetinkaya, Atalay Yeni, Atilla Atala,  Aykan Özener, Aylin Kuryel, Aysel Miman, Ayşegül Sönmez, Azra Deniz Okyay, Babi Badalov, Barasinga İnsiyatifi, Barış Acar, Barış Mengütay, Barış Seyitvan, Banu Cennetoğlu, Beral Madra, Berk Demirbaş, Birol Demir, Bubi, Burak Karacan, Burçak Konukman, Burçin Başar,  Canan Beykal, Canan Cürgen, Cecilia Guida, Cemile Kaptan, Ceren Oykut, Cüneyt Kurt, Çiler Belen, Demet Yalçınkaya, Deniz Erbaş, Deniz Gökduman, Deniz Gül, Deniz Ilgaz, Deniz M. Örnek, Deniz Pireci, Derya Aydoğdu, Didem Erk, Didem Özbek, Dilara Hançer Sebah, Dino Dinçer Şirin, Ebru Dede, Ebru Nalan Sülün, Eda Cabbar, Eda Gecikmez, Ege Berensel, Ekin Çiftçioğlu, Ekin Saçlıoğlu, Elif Zeynep Karagöz, Emine Corduk,  Emre Zeytinoğlu, Endam Acar, Erdağ Aksel, Erden Kosova, Erinç Seymen, Esat Başak, Esat Papila, Evrensel Belgin, Evrim Altuğ, Evrim Kavcar, Fatoş Karadağ, Ferda Erdinç, Ferhat Özgür, Feyyaz Yaman, Fırat Arapoğlu, Foto Akbaba,  Fulya Çalışkan, Fulya Çetin, Füsun Turcan Elmasoğlu, Gizem Gürsel,  Gonca Sezer, Gönül Nuhoğlu, Gözde İlkin, Gözde Kazaz, Gözen Atila, Gregorio Carboni Maestri, Gül Bolulu, Gülçin Aksoy, Günay Demir, Güneş Nasuhbeyoğlu, Habib Aydoğdu, Hakan Akçura, Hakan Kamışoğlu, Hakan Topal, Hande Oynar, Hatice Arıcı, Hatice Karadağ, Hüseyin Karabey, Hüseyin Özinal, Itır Demir, İbrahim Koç, İlhan Sayın, İlke Yılmaz, İnci Furni, İnsel İnal, Kaan Sarı, Kardelen Fincancı, Komet Gürkan Çoşkun, Kutlu Gürelli, Laleper Aytek, Lara Fresko, Lewis Johnson, Leyla Sakpınar, Lütfiye Bozdağ, Mahmut Koyuncu, Makbule Aras, Malik Bulut, Marcella Anglani, Mehmet Ali Boran, Mehmet Fahracı, Mehtap Öztürk, Melike Özkarakahya, Murat Morova, Murat Seçkin, Mümtaz Sağlam, Nalan Yırtmaç, Necla Rüzgar, Necla Yılmaz Şeker, Nejat Satı, Neriman Polat, Nihan Tahtaişleyen, Nilbar Güreş, Nur Ataibiş, Nurcan Gündoğan, Nur Gürel, Nursu Örge, Onur Baycan, Onur Ceritoğlu, Onur Gülfidan, Onur Kaçmaz, Osman Akan, Osman Bozkurt, Oya Kasap, Özcan Yaman, Özge Açıkkol, Özgür Atlagan, Özgür Çimen, Pilvi Takala, Raziye Kubat, Refik Akyüz, Richard Birkett, Saadet Sorgunlu, Saim Erken, Sakine Çil, Seçil Yersel, Seçkin Aydın, Seda Yavuz, Selen Usanmaz, Selin Kocagöncü, Selma Aydemir-Jachmann, Sema Efe, Serap Gülerçin Karluk, Serpil Odabaşı,  Sevil Tunaboylu, Sevinç Altan, Seydi Murat Koç, Suat Öğüt, Sylvia Kouvali,  Şafak Güneş Gökduman, Şefik Özcan, Şehmus Atasever, Tahir Ün,  T.Melih Görgün, Ulaş Başar Gezgin, Uluç Ali Kılıç, Uygar Asan, Ümit Turgay Durgun, Vahit Tuna, Vedia Yeşim Bayanoğlu, Viola Götz, Yahya Mete Madra, Yasemin Baydar, Yasemin Nur, Yasemin Özcan, Yavuz Parlar, Yeşim Ağaoğlu, Yeşim Akdeniz, Yeşim Şahin, Yeşim Us, Yetkiner Ulukılıç, Yusuf Murat Şen, Zeynep Yasa, Zeyno Pekünlü




4 yorum:

  1. bienal küratörünün bu sözlerini de dikkate almak iyi olur; gezi eylemini bienale dahil edebilirmiş? bunu bu eylemde canlarını riske atanlara sordu mu? anlaşılan RTE gibi bu kişi de değişmeyecek!
    http://www.theartnewspaper.com/articles/Fears-over-Istanbul-Biennial/29875

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beral Hanim, agzinizdan cikani kulaginiz duyuyor mu? siz nasil olur da beni RTE ile karsilastirabilirsiniz? Bu kisisel bir saldiridir!!!
      Ayrica, Artnews paper'daki yaziyi okudugunuzda, mekanlardan konustugum cok net. Bunun da otesinde, içinden geçmekte olduğumuz bu süreç o kadar siddetli ve gunler o kadar hayati bir gerilimle geciyor ki biz bile henuz bienal'in bu surecle ilgili nasil bir formata kendini acabilecegini dusunme, konusma, calisma ve planlama firsati bulamamisken, sizin telasiniz nedir? Kavramsal cercevede Taksim ve Gezi Parkı'ni en tartismali mekanlar oldugu icin Bienal'in kent icinde odaklanmayi amacladigi kamusal mekanlar olarak belirlemistim. Bu anlamda, Taksim ve Gezi Parki'nin direnis hareketiyle acilarak kamusal/kolektif/anonim/cogulcu/mizah ve yaraticilik dolu bir forum/kamusal alan ve mekan olarak ortaya cikisini deneyimledik/deneyimliyoruz. Sanatin, edebiyatin ve teorinin boyle bir alana bakmamasi mumkun degil, ayrica, gerekli de. Direnisle ilgili bu kadar acil ve onemli esikten gecerken, lutfen gundemi bu tur provokasyonlarla kirletmeyin.Bu tum Turkiye'yi degistiren surece kendinizi acmanizi dilerim.
      Fulya Erdemci

      Sil
    2. Ayrica lutfen yanlis bilgilerle donanmis tweetler de atmayin. Bugunlerde aklimizin salim olmasi cok onemli!

      Sil
  2. Fulya Erdemci'nin konuyla ilgili açıklaması:

    9 Haziran 2013

    Taksim Gezi Parkı’nda bir ağacın sökülmesi ve nöbet çadırlarının yakılmasıyla başlayan ve Türkiye, hatta dünya çapında bir eyleme evrilen direniş hareketi hepimize eşsiz bir dayanışma örneği gösterdi. Dürüstlük, açıklık ve farklı (hatta belki karşıt) görüş ve pratiklerin birlikteliğini öngören ve hayata geçiren bu barışçıl genç hareket hepimize daha önce hayal bile edemeyeceğimiz dönüştürücü bir deneyim kazandırdı. Bu tecrübeden çok şey öğrendik, öğrenmekteyiz.

    10 Mayıs’ta 13. İstanbul Bienali “Kamusal Simya” programında gerçekleşen protesto olayları sırasında ve akabinde gerçekleşen olaylar için üzgünüz.

    Bu olayın yalnızca bir kınama ve özür düzeyinde kalmaması adına olayla ilgili bazı noktaların açıklığa kavuşturulmasını önemli buluyoruz:

    1)- 22 Mart tarihinde İTÜ Maçka kampüsünde “Kamusal Simya” programında gerçekleşmesi planlanan Eren Erdem ve Adbusters’ın konuşmalarının (hatta üniversitedeki ders ve sınavların) engellendiği protesto olayının olumsuz tecrübesiyle üçüncü etkinliğimizde hatalı bir tavır sergiledik, üzgünüz.

    2)- 10 Mayıs’ta gerçekleşen protesto eylemi Katleen Vermeir ve Ronny Heiremans’ın sunum-performansları esnasında gerçekleştiği için sanat ve sermaye arasındaki katmanlı nüansları ortaya koyarak eleştiren performanslarının izleyici tarafından deneyimlenmesi engellenmiştir. Protesto eylemcilerinin dışarıya çıkarılması bu iki sanatçının performans aracılığıyla iletmeye çalıştıkları sözlerinin duyulması adına yapılmıştır.

    3)- Olayın karakola yansıması kişisel bir tahrik ve taciz olayından kaynaklanmıştır ve her iki taraf da karşılıklı olarak birbirinden şikayetçi olmuştur. Protesto olayından ve protestoculardan şikayetçi olunmamıştır. Sözü edilen video kaydı performans ya da bu esnada gerçekleşen protesto eylemlerini değil, bir saat on beş dakika süresince Fulya Erdemci’ye doğrultulan kamera aracılığıyla kesintisiz olarak Erdemci’nin görüntülerinin çekilmesinden ibarettir. Şikayet olayı ise bu kayıtların Erdemci’nin izni olmaksızın bir video işinde kullanılacağının bildirilmesi üzerine gerçekleşmiştir. Olayın diğer muhatabı ise Erdemci’den iki ayrı konuda şikayetçi olmuştur.

    Bu olaylara tepki veren sanat dünyasının bazı üyelerinin gösterdiği haklı hassasiyeti anlıyoruz. Bu olayın eylem ve tepki sürecinden düşünce ve tartışma alanına aktarılması için üzerimize düşen sorumluluğu alarak, konuya hassasiyet gösteren herkesi barışçıl bir tartışma platformuna davet ediyoruz. Bu ve diğer başka acil konuları hep birlikte düşünmek, konuşmak ve tartışmak için en kısa zamanda Gezi Parkı Demokrasi Atölyeleri’nde buluşmak dileğiyle,

    Sevgilerimle,

    Fulya Erdemci


    http://www.ajanspress.com.tr/Viewer/Press/NewsViewer.aspx?t=Nzg5NQ%3D%3D&r=MQ%3D%3D&id=Mjk5NDk5MTg%3D&all=Nzg0&b=MTg4NTkw&s=Nzg0

    YanıtlaSil